14 Şubat 2013 Perşembe

Yazımın buharı üzerinde,mis gibi kahve ikramına ne dersiniz?


Kahve tutkusuyla;Blog'uma mis gibi bir kahve molası verip ,kahvenin geçmişine, yetiştirildigi yerden tutunda kupalarımıza gelene kadar hangi adresleri dolaştıgına degilenelim.
Öncelikle kahve denince kendi adıma günümün içinde bana kısa soluklu bir mola imkanıyla herşeyi birkaç dakikada olsa bir kenara bırakıp dinlenirken,kokusuyla tadıyla yorgunluguma eşlik etmesi karşılıgına geliyor.Eminim hepimiz günümüze bir kaç kez bu kaçamagı sunuyor olmalıyız.Elbette kahvelerimize ev sahipligi yapan o biricik kupalarımızda unutmadım,bunu söylüyorum çünkü benim için kupalar vazgeçilmez objeler,öyle olmalı ki degerli buhara ve avuçlarımıza eşlik ediyorlar :) bir kaç farklı kupa fotoları paylaşarak devam edelim istedim;








 



Kahvenin efsanesiyle devam edelim;8. yüzyılın ortalarında Habeşistan'da Kaffa isimli bölgede yaşayan Khaldi adındaki bir çoban, çalıda yetişmiş kırmızı meyveleri yiyen hayvanların daha hareketli olduklarını görmüş. Sonra bu meyvelerden kendi de yemiş, meyvenin verdiği hissi ve keyfi sevip çevresindekilere anlatmış. O günden bugüne yayılarak çoğalmış kahvenin bilinirliği. 16. yüzyılın Arap yazarı Ceziri'ye göre ise kahveyi ilk bulan ve yaygınlaşmasını sağlayan ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemaleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said'dir. Bir olay yüzünden Aden'i terk eden Zebhani kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden'e döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve içmek gelmiş. Kahveyi içtikten sonra yorgunluğunun halsizliğinin geçtiğini hissetmiş ve bunu çevresindekilere yayarak kahveyi tanıtmış...
Ve kahvenin avrupayla tanışması ise 15.y.y başlarında gerçekleşmiştir,istanbula gelmesiyle bugüne kadar uzanmıştır.
İşlenişi ;Öğütülmüş çekirdekler sıcak suda pişirilir ve kahve özü elde edilir. Kahve özü kurutulup, paketlenir ve satılmak üzere raflardaki yerini almaya gider.


Türk kahvesine deginmeden olmaz;Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür ve Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını almıştır. İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuştur.

Starbucks'la sonladıralım kahve aramızı :) tabikide size starbucktan bahsetmeyecegim.Bu keyfi evde yaşamanızı tavsiye ediyorum bir kaç paket alın ve deneyin kalabalıktan uzak bu lezzete sahip olabilirsiniz, gerisi sizin :)


En sevdiğiniz kahve nerede yetiştiriliyor? Guatemala'da mı? Kenya'da mı? Orada olup yeni kavrulmuş, taze hazırlanmış bir fincan kahveyi elinizde tuttuğunuzu hayal edin. Bu benzersiz kahveyi yudumlarken taze kavrulmuş kahvenin lezzetli aroması fincanınızda tütüyor. Evinizdeki Starbucks çekirdek kahvenizin paketini açın ve kahvenin aromasının havayı doldurmasını bekleyin. Bir fincan kahve hazırlayın, gözlerinizi kapatın ve bir yudum alarak Starbucks kahvenizin keyfine varın..



Kahve yalnızlığı sever derler ama siz kalabalıkla paylaşmayı deneyin bu lezzeti.. .) ee çaydan ne esik yani var dimi şimdi :) :)

2 yorum:

Unknown dedi ki...

son derece keyifli yazılarınız devamını bekliyorum..

Unknown dedi ki...

teşekkür ediyorum :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...